TBMM Dışişleri Komisyonu’nda, “Bunun hesabını kim verecek?” denilerek Sudan ile yaşanan tarım fiyaskosu tartışıldı. Dönemin Cumhurbaşkanı yardımcısı ve TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay, Sudan’ın Türkiye’ye kalitesiz, verimsiz, su ve yer altı kaynakları sorunlu olan 10 milyon dönümlük bir arazi tahsis ettiğini açıkladı.
Türkiye, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin “Savaş Suçlusu” ilan ettiği El Beşir döneminde Sudan’da 10 milyon dönüm arazi kiraladı. Bu arazide sebze ve meyve yetiştirilip satılacak ve gelir elde edilecekti. Ancak arazi verimsiz çıktı ve 10 yılda milyonlar harcanmasına rağmen eski Bakan Bekir Pakdemirli’nin projesi iflas etti. İki ülkenin kurduğu şirket yöneticileri iş yapmadan yıllarca ücret aldı. Pakdemirli ise Sudan’a gidip çiftçilere sarılarak fotoğraflar çektirdi, projeyi savundu. 7 Bakan eskiten proje, 1 Aralık 2023’de Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından iptal edildi.
10 YIL OTURUP MAAŞ ALDILAR
Sayıştay şirketin son yönetim kurulu üyelerinin Tarım Bakanlığı, TİGEM ve Maliye Bakanlığı bürokratları olduğunu açıklarken, şirketin tasfiye edildiği yıl yönetim kurulu üyeleri 419’ar bin lira ücret aldı. Ayrıca 49 bin 718 TL müşavirlik ücreti, 259 bin 770 TL Sudan kira gideri, bin 250 TL aidat gideri, 4 bin 668 TL noter gideri, 2 bin 544 TL damga vergisi, 15 bin 265 TL amortisman gideri ödendi.
HESABINI KİM VERECEK?
CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM Dışişleri Komisyonu’nda “10 yıllık bu hesabın verilmesi gerekiyor. Sudan’da 10 milyon dönüm arazi kiraladık. Tarım yapılıp pamuk, soya, susam, muz, mango üretilecek, bunlar Türk ve Sudan pazarına girecekti. Yönetim Kurulu üyeleri hiçbir iş yapmadan yıllarca ücret aldı. Sonuçta arazi yok, tarım yok, mango falan da yok, masal 10 yıl sürdü vatandaşın vergileri gitti. Bunun hesabını kim verecek?’’ dedi.
‘TOPRAĞIN KALİTESİ İYİ DEĞİL’
Dönemin Cumhurbaşkanı yardımcısı ve TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay ise şu açıklamayı yaptı:
“Sudan’da bir alan tahsis edildi ama Tarım Bakanlığı bu alanın yeteri kadar verimli olmadığıyla alakalı görüş bildirdi. Su, yer altı kaynakları toprağın kalitesiyle ilgili… Bunların görüşmesi bir yılı aştı. Sonra kaliteli bir arazinin verilmesiyle alakalı aşama aşama gidelim şeklinde… Ama iç karışıklıklarla birlikte, güvenlikle ilgili talep de vardı. Bu tür şeylere siyaset üstü yaklaşıp bir fırsat varsa bunu değerlendirmeliyiz. Motivasyonu düşürmemekte fayda var.”
