“`html
Güney Kore’de dün akşam meydana gelen ‘sıkıyönetim skandalı’ sonrasında muhalefetin liderleri, Cumhurbaşkanı Yoon Seok-youl’un görevden alınması için harekete geçti. Artan istifa talepleriyle sarsılan Yoon’un azli için sunulan önerge, 191 milletvekili tarafından imzalanarak Ulusal Meclise sunuldu.
“Yoon Bir Daha Deneyecek”
Muhalefet partisi Demokratik Parti’nin lideri Lee Jae-myung, yaptığı açıklamada, “Yoon bir kez başarısız oldu ve yeniden deneyecek ancak daha ciddi risklerle karşı karşıyayız. Kuzey Kore’yi kışkırtmak, ateşkes koşullarını ihlal etmek ve silahlı çatışmayı tetikleyebilecek daha büyük tehditler var” ifadelerini kullandı. Ayrıca Lee ve diğer muhalefet liderleri, Yoon’un istifasını talep ederek Ulusal Meclis önünde protesto düzenledi.
GÜNEY KORE’DE AZİL SÜRECİ NASIL İŞLİYOR?
Güney Kore’de bir siyasinin “güç kötüye kullanma ve anayasa ihlali” durumunda azil süreci başlatılabilir. Bir devlet başkanının görevden alınabilmesi için Ulusal Meclise sunulan azil önergesinin, meclisin üçte ikisi tarafından onaylanması gerekmektedir. Diğer siyasilerin azli için ise salt çoğunluk yeterlidir.
Önergenin mecliste 72 saat içinde oylanması zorunludur. Sonrasında Anayasa Mahkemesi, azil sürecini incelemek üzere duruşma yapar. Mahkeme, azil talebini onaylamak veya reddetmek için 6 ay süresi bulunmaktadır. Mahkemedeki 9 yargıçtan 6’sının onayı ile lider görevden alınır.
Eğer bu durumda olursa, 60 gün içinde yeni bir başkan seçilmesi gerekecek. Bu süreç, bir devlet başkanının istifası durumunda da geçerli olmaktadır.
Daha Önceki Azil Süreçleri
Güney Kore’nin eski Devlet Başkanı Park Geun-hye, rüşvet, yetki aşımı ve başka suçlamalar sebebiyle Mart 2017’de görevden alınmış ve ardından tutuklanarak hapse atılmıştır. Park, yolsuzluk suçlamalarıyla cezaevinde 5 yıl kaldıktan sonra Aralık 2021’de başkanlık affıyla serbest bırakılmıştı.
Diğer bir eski Devlet Başkanı Roh Moo-hyun da 2004 yılında görevden alınmış ancak Anayasa Mahkemesi, Roh’un azil talebini reddetmiştir.
KRİZİ TETİKLEYEN POLİTİKALAR
Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi’nden Dr. Diren Doğan, bu krizin nereden kaynaklandığını analiz etti. Doğan, “Başkan Yoon’un karar alma süreçlerini etkileyen iç ve dış dinamikler önemli bir rol oynamaktadır. İç siyasette son derece karmaşık bir kriz hali mevcut. Yoon’un iktidara gelmesiyle başlayan sorunlar, 2024’te parlamentodaki çoğunluğu kaybetmesi sonrası daha da derinleşti. Bu bağlamda bütçe görüşmelerinin tıkanması, Yoon’un manevra alanını daraltarak sıkıyönetim ilanını kaçınılmaz hale getirdi” dedi.
Yoon hakkında pek çok yolsuzluk soruşturması da olduğu biliniyor. Bu sırada muhalefet partisi, Meclis’te bu dosyaların araştırılması için sık sık talepte bulunuyor. Ancak Yoon, bu talepleri veto etmekte ısrar ediyor.
“GÜNEY KORE, ÇİN VE ABD ARASINDA KALDI”
Dıştan gelen etkiler, Asya-Pasifik bölgesindeki artan gerilimlerin ve ABD-Çin rekabetinin Güney Kore üzerindeki baskısını artırdı. Bu koşullar altında, Güney Kore, bu çatışmanın tam merkezindedir ve halk iki cephe arasında bölünmüştür. İktidar partisi, Batı ile ilişkileri güçlendirmeye çalışırken, muhalefet, Çin, Rusya ve Kuzey Kore ile daha ılımlı ilişkiler kurulmasını talep etmektedir. Kuzey Kore’nin sürekli bir tehdit unsuru olarak varlığı, ülkeyi her daim tetikte tutmakta ve bu durum, politik belirsizlikleri artırmaktadır.
Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı ile ilgili gelişmeler, bölgedeki gerilimi daha da artırmaktadır. Bu nedenle Yoon’un sıkıyönetim kararı, yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte de ilgiyle karşılanmaktadır.
YOON’UN ÇİN POLİTİKASI VE MUHALEFETİN TUTUMU
Yoon’un 2022’deki seçim zaferinin ardından, dış politikada Çin ve Kuzey Kore ile ilişkileri sona erdirmek istemesi ve ABD ile ilişkilerini güçlendirmeye yönelik adımlar atması dikkat çekti. Beyaz Saray, Yoon’un zaferini kutlamış ve iki ülke arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi konusunda olumlu mesajlar vermişti.
Öte yandan ana muhalefet durumundaki Demokrat Parti ise daha ılımlı ve dengeleyici politikaların izlenmesi gerektiğini savunmaktadır.
KRİZİN SAKİNLEŞMESİ
Dr. Diren Doğan, ülke içindeki krizin sükunetle yatıştırıldığını belirtti. “Yoon’un sıkıyönetim ilanına hem kendi partisinden hem de muhalefetten gelen tepkiler, Mecliste 190 milletvekilinin sıkıyönetimin sonlanması için oy kullanması sürecin daha fazla tırmanmayacağını gösterdi. Ayrıcalıklı olarak, sıkıyönetim yetkisi yalnızca Başkanın elindeyken, Bakanlar Kurulu’nun toplanması gerekliliği, gerginliği artırarak halkın sokağa dökülmesine neden oldu. Fakat yönetim krizindeki belirsizlik, askeri yetkililerin sivil direnişe yanıt vermemesini sağladı. Bu noktada, yönetim krizi iki gün süren sıkıyönetim döneminin sükunet ile geçmesine katkıda bulundu” dedi.
ABD TEPKİ GÖSTERMEDİ
Doğan, ABD’nin sıkıyönetim ilanını fark etmemesinin ve pasif bir tutum sergilemek zorunda kalmasının önemine işaret etti. “Güney Kore, ABD’nin bölgedeki örnek ülkesi statüsünü sürdürmektedir. Yoon’un sıkıyönetim kararı, yalnızca Güney Kore’nin iç politikalarını değil, aynı zamanda bölgesel ve küresel dengeleri de etkilemiş durumdadır. Demokrasi özlemiyle dolu bu ülkede meydana gelen bu beklenmedik gelişmeler, Washington’un yeni stratejilere yönelmesini zorunlu kılacaktır” belirtti.
Buna ek olarak, Yoon’un sıkıyönetimi sona erdirmesinin ardından, Washington’dan yapılan resmi açıklamada, Beyaz Saray’dan gelen bir yetkili, “Başkan Yoon’un sıkıyönetim sürecini tersine çevirmesi ve Ulusal Meclis’in kararına saygı göstermesi bizleri sevindirdi. ABD-Güney Kore ittifakının temelindeki değerler demokrasi ve özgürlüklerdir; durumu yakından takip edeceğiz” dedi. Ancak ABD’nin bu duruma dair yaptığı değerlendirme, olayların ardından gerçekleşmesi dikkat çekiciydi.
ÇİN’DEN CEVAP GELDİ
Sıkıyönetim kararının ardından, Çin’i suçlayan muhalefet yorumlarına Pekin’in sert bir şekilde karşılık verdiğini belirten Doğan, analizini şu şekilde sonlandırdı: “Güney Kore medyasında ve kamuoyunda Çin’e yöneltilen suçlamalar, iki ülke arasında yeni gerilimlerin yaşanmasına yol açabilir. Ayrıca, Trump’ın yeniden başkanlık koltuğuna oturmasıyla Kuzey Kore’nin potansiyel tehditleri, bu durumun uluslararası düzeyde nasıl yankı bulacağını etkileyebilir. Güney Kore durumu, Asya’nın siyasi süreçleri açısından ilginç bir örnek oluşturarak, bu süreçlerin detaylı bir şekilde incelenmesinin önemini ortaya koymaktadır.”
SORUMLULUĞU BAKANA YÜKLEDİLER
Güney Kore Savunma Bakanı Kim Yong-hyun, sıkıyönetim ilanıyla ilgili özür dileyerek istifa etti. Bakanlık tarafından yapılan açıklamada, Kim’in sürecin yarattığı kafa karışıklığı ile halkı zor durumda bıraktığı için özür dilediği ifade edildi. Kim, istifasının yürürlüğe girmesi için Başkan Yoon’un onayını beklemekte olup, sıkıyönetimle ilgili sorumluluğu tamamen üstlendiğini belirtti.
“`